Yazı: Melih Uslu Fotoğraflar: İzzet Keribar, Gürcan Öztürk
Yine, Yeni, Yeniden Van
Bir buçuk yıl kadar önce büyük bir depremle sarsılan Doğu Anadolu’nun incisi Van, adeta yeniden inşa ediliyor. Geleceğe umutla bakan şehir, bugünlerde güzelliklerini paylaşmaya her zamankinden daha istekli.
Van’da tanıştığımız genç bir işadamı, şehrin yepyeni bir geleceğe yelken açtığını söylerken ekliyor: “Depremden önce Van’ın nüfusunu 1 milyon sanırdık, meğer 75 milyonmuş.” Bu sözler depremle birlikte Türkiye’nin her yerinden uzatılan elleri çok iyi özetliyor. Şehirde hemen herkes yıkılan bir taşın yerine yenisini koymak konusunda gayretli. Van, en çok bu sinerjiye güveniyor. Depremden bir ay sonra inşasına başlanan kalıcı konutların 20 bine yakını teslim aşamasında. Afet konutlarının yapıldığı alanlarda 800 derslik, 30 okul, 27 cami ve 17 ticari merkezden oluşan sosyal tesisler inşa edilmiş. Pek çok yere modern köyler kurulmuş. Esnaf ve tüccarın vergi borçları ertelenmiş. Toplamda 4 bin 500 işletmeye sıfır faizli destek kredisi sağlanmış. Toplum yararına çalışma projesi kapsamında 6 binden fazla depremzede istihdam edilmiş. Van’ı geleceğe götürecek itici güçlerden biri de, turizm. Şehir, bugünlerde güzelliklerini herkese yeniden hatırlatmak istiyor.
KALELER ŞEHRİ Van’a havayoluyla geldiğinizde, şehir merkezine ulaşmanız sadece 10 dakika sürüyor. Van, Doğu Anadolu’nun karakterini taşımakla birlikte, aynı zamanda tarihi ve turistik bir şehir. Kentin geçmişi M.Ö. 7 bin yılına kadar uzanıyor. Bölgede M.Ö. 900 ile 600 yılları arası hüküm süren Urartular, şehri Tuşpa adıyla bir başkente dönüştürmüş. Urartuların yönetim merkezi olarak kullandığı Van Kalesi, daha sonra Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yenilenmiş. Van Ovası’na doğru uzanan sarp bir kaya kütlesi üzerindeki kale, heybetli bir görüntü sergiliyor. Kalenin güney eteğindeki eski şehir kalıntıları Van’ın köklü tarihi konusunda fikir veriyor. Ulu Cami, Süleyman Han Camii, Hüsrev Paşa Camii, Kaya Çelebi Camii, Hamurkesen Camii, medreseler, hamamlar ve taş evler burada bulunuyor. Ayrıca, Van’ın görülmeye değer yerleri arasında çok sayıda kale var. Şehir merkezinin 60 kilometre doğusunda, Hakkâri yolu üzerinde bulunan Hoşap Kalesi masalsı görünümüyle dikkat çekiyor. Anıtsal giriş kapısı sapasağlam duran 17. yüzyıl tarihli kalenin güneyinde bölgedeki en eski köprülerden biri bulunuyor. Van’ın Gürpınar ilçesinde Çavuştepe Kalesi, M.Ö. 8. yüzyılda yapılmış. Gölün doğu kıyısındaki Ayanıs ise Van’da bulunun önemli kalelerden biri.
DELİ EDEN MAVİ Yazar Yaşar Kemal’in satırları Van Gölü’nün güzelliğini özetliyor: “Dünyada hiçbir göl, hiçbir deniz, hiçbir su Van Gölü’nün maviliğinde olamaz… Deli eden bir mavilik.” Türkiye’nin en büyük gölünün kıyısına kurulan Van, insana Doğu Anadolu’da bir sahil kentine geldiğini hissettiriyor. Doğal güzelliklerin yanı sıra, tarihi eserlere de ilgi duyuyorsanız, Van’da hiç sıkılmayacaksınız. Çünkü şehrin dört bir köşesi kale, cami, köprü ve kümbet gibi tarihi eserlerle dolu. Hepsini görmek için zamanınız yoksa bile mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Akdamar Adası. Şehir merkezinin 40 kilometre güneyindeki adaya Gevaş ilçesindeki iskeleden kalkan teknelerle ulaşılıyor. Yaklaşık 20 dakikalık keyifli bir yolculukla ulaşılan ada, özellikle ilkbahar aylarında badem çiçekleriyle örtünerek etkileyici bir görünüme bürünüyor. Vizontele filminin çekildiği yer olarak bilinen Gevaş, tarihi kalıntılar yönünden de önemli. Buradaki Selçuklu mezarlığında bulunan Celme Hatun Kümbeti, 1335 yılında yaptırılmış. Görkemli dağlara bakan bu mezarlıkta 14. ile 17. yüzyıl Türk mezar taşı işlemeciliğinin önemli örnekleri yer alıyor.
KAHVALTI KEYFİ Seyahatlerin vazgeçilmezlerinden biri de kuşkusuz yeme - içme keyfidir. Van’da yemek denince akla ilk kahvaltıcıları gelir elbette. Cumhuriyet Caddesi üzerindeki meşhur Kahvaltıcılar Sokağı, haftanın her günü sabah beşten akşam beşe kadar yoğun rağbet görüyor. Sokak üzerinde sıralanan kahvaltı salonlarında taze kaymak, tereyağı, otlu peynir, bal, cacık adı verilen otlu yoğurt, sıcak süt, sucuk ve köy yumurtası gibi zengin seçenekler sunuluyor. Esnaf lokantası görünümündeki bu salonlarda kahvaltılar çok lezzetli. Van’da deneyebileceğiniz lezzetlerden biri de inci kefali. Tuzlaması da yapılan balık, Van Gölü’ne özgü lezzetlerden biri. Van gezinizde doğanın kucağında nefis bir yemek deneyimi için Muradiye Şelalesi’ne uzanmalısınız. Şehir merkezine yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta bulunan şelalenin yakınlarındaki tesislerde manzara da yöresel yemekler de harika. Sahi, biri mavi, diğeri yeşil gözleriyle bildiğimiz Van kedilerini yerinde tanımaya ne dersiniz? Bir şehirle canlıları bu kadar birbirine benzer dedirten bu kar beyazı kediler size bakışlarıyla Van Gölü’nün renklerini hissettirecek. Haydi o zaman, Van’a gitmenin tam sırası…
ÇARPANAK ADASI Van Gölü’nün kuzeydoğusundaki Çitören Köyü açıklarında bulunan adanın üzerinde 11. yüzyılda inşa edilmiş bir kilise bulunuyor. Sadece Van Gölü’ne özgü kuşlara ev sahipliği yapan ada, ilkbahar aylarında yemyeşil görünüme bürünüyor.
Van’ın çevresi, ilkbahar aylarında renk renk çiçeklerle kaplanıyor.
Bol çeşitli meşhur Van kahvaltısı, uzun sohbetlere de vesile oluyor.
Son bir yılda adeta yeniden inşa edilen Van’da bir alışveriş merkezi.
Van Gölü kıyılarında kendinizi bir sahil kentinde hissedebilirsiniz.
Orta Kapı Mahallesi’ndeki Hüsrev Paşa Camii 16. yüzyıl eseri.
Van Kalesi’nin etekleri Selçuklu döneminden kalma yapılarla dolu.
Renkli dokumalarla dolu dükkânlarda misafirperlikle karşılanırsınız.
Van Gölü’nün göz alıcı maviliğine başka yerde rastlamak kolay değil.
Gevaş yakınlarındaki Selçuklu Mezarlığı 14. yüzyıldan kalma.
Yörenin zengin motifli halıları Van kırlarının renkliliğini yansıtıyor.
Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’nın kıyı uzunluğu 3 kilometreye ulaşıyor.
14. yüzyıl tarihli Celme Hatun Kümbeti, Selçuklu mimarisini örnekliyor.
Akdamar Adası’nın üzerindeki kilise taş süslemeleriyle dikkat çekiyor.
Van Gölü kıyısındaki restoranlarda yöre balıklarının tadına bakabilirsiniz.
Beyaz tüylü Van kedisi, yeşil ve mavi göz renkleriyle tanınıyor.
Dillere destan Van kahvaltısında petek baldan kaymağa kadar yok yok.
Van otlu peyniri, ilkbaharda sütün ve otun bol olduğu dönemde üretiliyor.
Muradiye Şelalesi, Van şehir merkezine 90 kilometre uzaklıkta bulunuyor.