Van’ın Büyükşehir olmasıyla ile birlikte merkez ilçenin belediyelere ayrılmasına bağlı olarak beklentiler de arttı. Van’ın büyükşehir olmadan önceki sorunların hangisi ciddi anlamda ele alınıyor? Tabi yol asfaltlamaları dışında. Yolların asfaltlanmasıyla herhangi bir yol, kaldırım ve çevre düzenlenmeden bu çalışmaların açıkçası çok da kayda değer olduğu söylenemez.
Derin maviliği eşsiz görünümüyle Van Gölü; yazık ki bir çöplüğü andırmakla kalmayıp Van Kalesi nden İskele ye kadar inşaat hafriyatlarıyla doldurulmuş durumda.
Van Gölü’ndeki kirlilik her geçen gün biraz daha korkutur hale geliyor. Gölde oluşmaya başlayan çöp yığınları, bir an önce önlem alınması için adeta çığlık atıyor. Göl çevresinde bulunan arıtma tesisleri de tam kapasite çalıştırılmadığı için göle faydadan çok zarar veriyor. İlimizi tanıtma amaçlı yapılan çalışmalar gibi bu tesislerinde, nafile olduğunu açıklayan uzmanlarla hemfikirim. Eminim ki Van’da yaşayan her duyarlı vatandaş da aynı konuda muzdariptir. Ülkemizin en büyük gölünde oluşmaya başlayan böylesi kirlilik Van ilimiz için utanç verici bir durumdur. Özellikle merkez- kampüs yolu buyunca dizilen inşaat firmaları tarafından önemsenmeyen bu sorun gün geçtikçe daha da çirkin görüntülere sebebiyet vermektedir. Birçok kentte yapılan yapay göllere önemli derecede hassasiyet gösterilirken, Van Gölü gibi tarihi ve doğal güzellikleri olan değerli bir göl, nasıl olurda bu kadar göz ardı edilir? Açıkçası akıl sır erdiremiyorum.
Kirliliğin Van Gölü’nde sebep olduğu sorunlardan biri de çözünmüş oksijen düzeyinin azalmasıdır. Bu durum göl içerisinde yaşayan canlıların ve en önemlisi endemik tür olan inci kefali balığının yaşamını tehlikeye atmaktadır.
Bu konuda yapılacak birkaç şey vardır ki bunların basında, halkın çevre duyarlılığı hakkında bilinçlendirilmesi gelir. Bu bağlamda kıyı şeridindeki firmaların duyarlı olması, görüntü ve çevre kirliliği yaratan bu işyerlerinin uygun bir yere taşınmasıdır. Belediyelerimizin; elimizdeki bu essiz hazineyi korumak, ortak kaygısı olmalıdır. Van gölü ve çevresinin bir çöp yığını olarak değil, insanların yararlanacağı dinlenme ve huzurun adresi olarak kamuya kazandırılması gerekmektedir. İnşaat firmalarının adeta gasp ettikleri Van gölü çevresi tamamen park ve sahil yolu olarak değerlendirilmesi Van için önemli bir yatırım olacaktır.
2014 yerel seçimleri zorlu bir maratonu geride bırakarak, yeni başkanlar mazbatalarını alarak göreve hızlı biçimde başladılar. Bu görevlerini başarıyla yürüteceklerinden kuşkumuz yoktur.
Artık seçim bitti daha yoğun bir süreç içinde halk vaat edilen her şeyin hayata geçirilmesini bekliyor.
Cumhuriyet
Belediyecilik hizmetleri denilince, akla daha çok şehrin fizikî yapısına dair hizmetler gelmektedir. Bu hizmetler elbette belediyenin en temel görevidir. Ancak fiziki yapının düzeltilmesinin yanında
Van kentinin birçok eksiğinin olduğunu her defasında belirtiyoruz. Ancak bu eksikler tamamlanamayacak sorunlar değildir elbette. Yapılması gereken tek şey seçim öncesinde bu eksiklerin giderilmesine dair vaat edilenlerin hayata geçirilmesidir. Nedense her seçim öncesi adaylar, aday gösterildikleri bölgelerinin eksikliklerine çözüm
Peki, nedir bu eksikler?
Van’ın temel
Modern altyapı çalışmalarının Van’ın en ücra köşelere kadar yaygınlaşmasına destek olunmalı, modern bir şehrin en önemli unsurlarından olan meydan ve parkların öneminin bilincinde olarak, kentteki tüm halkın rahatça seyahat edebileceği bir bütün olarak planlanmalıdır.
Van’da sorunların başında gelen tüm ulaşım seçenekleri
Van’ın ulaşım sorunu kadar, çevre kirliliğinin de artık kalıcı bir çözüme kavuşturulması belediyenin ilk etapta çözmesi gereken görevidir. Bu sorun sadece merkezi yerlerde değil, aynı şekilde her sokağın çöplerle boğuştuğu bir kısırdöngü halini almıştır. Bu nedenledir ki sadece Devlet Büyüklerinin Van’a gelemsiyle birlikte temizlik gören Van halkı, bu temizliği ve önemi her daim görmelidir.
Büyükşehir belediyesine dâhil edilen köylere de gereken değer verilmelidir. Şehirde çözülmeyi bekleyen bu sorunlar aynı şekilde köylerde de ele alınmalıdır. Yol, su ve sokak düzenlemeleri gibi.
Kısacası
MEMLEKET İSTERİM
Nazan OSKAY
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun
….
Ünlü şair Cahit Sıtkı TARANCI nede güzel dile getirmiş özlem duyduğu memlekete, tıpkı bizlerin hasret duyduğu memleket gibi.
Aslında bu çok isteyip de kavuşamadığımız memleket elimizin altında ama ne yazık ki onu yaşamayı beceremiyoruz.
Günümüzde ideal şehirler oluşturmak için çeşitli adımlar atılıp tanımlar yapılıyor. Bir kentin ideal şehir olabilmesi için belli başlı özelliklere sahip olması gerekiyor. Şöyle bir baktığımızda İdeal şehrin sahip olması gereken özelliklerin birçoğunu Van’da göremiyoruz. Yıllardır projeler anlatılır ancak hiçbirinin henüz nihayete erdiğine şahit olmadık.
Peki, bu ideal dediğimiz bir kentte neler olmalı?
İdeal şehirler, halkın tüm gereksinimlerini en kolay yoldan en iyi şekilde karşılamalı. Sağlık,
İnsanın maddi ve manevi
İdeal şehirlerde tarihi eserler, binalar, anıtlar korunur. Geçmişine sahip çıkan şehirler geleceğe daha parlak bakabilir. Ama Van’a baktığımızda yılda ne kadar turist çekiyor? Bunu ancak başka kentleri gören insanlar açık bir şekilde fark edebilir. Tarihini koruyan şehirlere gelen turist sayısı diğer kentlere oranla çok daha fazladır. Hem şehrin tanıtımı daha iyi yapılır, hem de ekonomik olarak
Bir şehrin ideal şehir olabilmesi için geniş yeşil alanlara, parklara ihtiyacı vardır. Çocukların açık havada gelişimlerini düzenli olarak sağlayabileceği, insanların iş stresinden uzaklaşıp rahat bir nefes alarak spor yapabileceği alanlara sahip olmalıdır. Ama Van’a baktığımızda bırakın rahat nefes almayı, adeta ruhumuz daraldığı çevresel sorunlar ve depremden kalan enkazların izleri, ayrıca bu izlerin yerini çöplerin aldığı bir görüntüyle karşı karşıyayız. Eski Araştırma hastanesine baktığımızda çok net bir şekilde görebiliriz bütün sorunu. Ağaçların taş ve çöp yığınlarının arasında yok olmaya bırakılması içler acısı bir durumdur.
Bir şehrin gelişmesi, ideal olabilmesi için kültür-sanat etkinliklerine ve festivallere ev sahipliği yapması gerekir. Sinema festivalleri, sanat galerileri, konserler, tarihi ve geleneksel festivaller, çeşitli sergiler ve etkinlikler şehrin gelişmişlik düzeyine katkı sağlar. Bu gibi etkinlikler kültürler arası etkileşimi sağlar ve daha ferah bir ortamın sağlanmasında önemli rol oynar. Kültürel etkileşimin olduğu yerlerde şiddet daha az olur.
Peki, Van gibi bütün tarihi ve doğal güzelliklere sahip olan bir kent, bu özelliklerin hangisine sahip? Göl desek var, ama kirlilik almış başını gidiyor. Sahil yolu desen her şey sözde, gerçekte olan bir şey yok. Sahil yolu da yok.
Diğer doğa güzelliklerine baktığımızda insanları çekecek bir ortam maalesef yaratılmıyor. Ne düzenli bir ulaşım ne de yeşil bir alan.
İdeal bir şehirde insanların ilk o şehre adım attığı bir otogarı olmalı, Van’da otogara baktığımızda Pazar yerlerinden bir farkı yok. Şehir Stadyumunun da bundan pek bir farkı yok.
İdeal bir Van olması için nimet gibi gördüğümüz bütün bu özelliklerin zaten yapılması gerektiği bir gerçektir. Ve artık lütfen olsun bunlar şu yaşadığımız 21. Yüzyılda. Yeşili maviyi, mimariyi bir uyum içinde görelim. Çünkü biz buna hasretiz.
Evet; dışarıdan baktığımızda Van Büyük Şehir ama maalesef içine girdiğimizde çarpık kentleşmenin, bakımsızlığın ve sahipsizliğin oluşturduğu ve bazı kasabalarla dahi karşılaştırılamayacak bir şehirle karşılaşıyoruz ne acı…