• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/

İstanbul Van Dayanışma Platformu

Video Arşivi
Araştırma Yazıları
Günün Sözü










TAM EKRAN YAPIN
Arkanıza Yaslanın 
Yumun Gözlerinizi..

 

Haftanın Kitabı

Muhteşem Resimler DEVAM

IslamicART 1    3
Hava Durumu
Takvim
Üyelik Girişi

Sizden Gelenler

Siz de şiir ve makalelerinizi bilgi@vansosyal.com mail adresimize gönderin hemen yayınlayalım. 

   

ÇOCUK OLMAK İSTİYORUM ANNE


     Çocuk olmak istiyorum anne

Çok uzaklarda değil

Yine aynı yerde

Otbiçerin çamurlu yollarında

Arkadaşlarımla misket oynayarak

                                                                                                                                                                                                                                                 

Çocuk olmak iştiyorum anne

Tıpkı eskisi gibi

Arkadaşlarımla kör ebe oynarken

Saklanıp ortaya bir daha çıkmamak

   

Çocuk olmak istiyorum anne

Uçurtma yapıp onu uçurtmak

Sonrada bırakıp arkasından koşmak

Sonrada dalıp dalıp hayal kurmak sonsuzluğa

 

Çocuk olmak istiyorum anne

 

Yaylada arkadaşlarımla dolaşmayı

Onlarla fare deliğine su bırakmayı

Top oynarken yenilmemeyi

Çamurdan araba yapmayı

Özledim anne

 

 

Çocuk olmak istiyorum anne

Okuldan dönerken önlüğümü yolda çıkarmayı

Arkadaşlarımla kartopu oynamayı

Kayarken düşüp ağlayarak eve gelmeyi

Özledim anne

 

 

Çocuk olmak istiyorum anne

Eskisi gibi dertsiz tasasız

Saf ve masum

Masal dinlemek istiyoum anne eskisi gibi

Çocukluğumu bir daha yaşamak için

 

 

(BENİ YENİDEN DOĞURABİLİRMİSİN ANNE )

(HEPİMİZ ÇOCUKTUK DEĞİL Mİ?)

 

MURAT MELET

 

03 MART 2008 / OTBİÇER - GÜRPINAR - VAN

 

Martha


Bir masal biliyorum
En tenha yerinde sen olan Martha
 
Bir efsane gibi her gün
dalıp dalıp kelimelerine
Bir kahraman bilip inandırdım kendimi
Adınla başlayan
ve adınla biten
 
Aşkın masalsı tadında
Ne garip olurdu suskunluğum
Kanatlarına başımı koyup uyuduğum

Her gece
anlamını yalnızca ben bildiğim
sayısız kelimeyle örttüm üstünü
Karanlığın hükmünü
ve kaldırıp yüzünde perdeleri
Bakir bir yerinde sabahın
ilk ışığı oluyordun Martha
 
aşka dair ne varsa bildiğim
adında gizlediğim
sonra kör kuyularda kaybettiğim
 
Sen ki Martha
içinde nar çiçekleri büyüttüğüm
derin sularla akıp
kalbime damla damla vurandın
 
Maviydi derinler
Gözlerinden deniz anlardı
Ufukta bir çizgi bölerdi adını Martha
Bir intihar olurdu gece
Denizle mehtap sende sevdalanırdı
 
Ey mehtapla yarılan deniz
Bir sen anladın kayıp giden yanımdan
Yok(sul) luğumdan

Yalan bir sevişmeydi kalbime vuran
Bilir misin nedir yenilgi?
Yenildim
Ve yeminleri ölgün sulara bıraktım
Sular da kirlendi böylece Martha
 
Bana kalan aşkın masalsı yanı
ve bir dağ çiçeği ıssızlığı
Kendi derinliğine gömülü iç çekişlerim
Yapayalnız mağrur
Öksüz bir deniz gibi
 
Ah! Martha
Bilirim ruhundaki gelgitleri
ve gözlerindeki sahipsiz iklimleri
Parmaklarımın arasından kayıp giden ellerini
Bir yıldız kayar ya gökyüzünden
İşte öyle Martha
Kaybediyorum seni
kaybediyorum beni
 
Bir yanım kör
Bir yanım masal
Bir yanım intihardır
 
Bedenime işlediğim bir nakıştı sevişin
Uymasa da yüzyılın aşklarına
seni çağ ötesi mevsimleriyle
gökyüzünden koparıp
kendi ruhuma gizlemişim

Kaç söz biliyorum ki anlatmak için
Körsem
Masalsam
İntiharsam
Bil ki sensin
 
Sen git!
Özgürlüğün nefesiyle üfle ruhumdaki tutsağa
Uyutma beni zindanında
Özgür kıl beni
 
Hüküm tamamdır
Göğsümde uyuttuğum çöl
koyu bir gecede ezberletti bana
adına masal dediğim aşk şiirini
Bir kez daha anlıyorum Martha
bir kez daha
Aşkın özgürleşmek olduğunu
İsmet Kanber

 

Erguvan 
Bir ağrıdır bu
Topuklarımdan başlayıp son buluyor boynumda
Yerden kesilmeden ayaklarım
bedenimde çarmıhlar gerilmeden
Kızıl renkli itiraflarla geldim
....................................yeniden


İğneliyor şehadet parmağımı
Anlamlarını ezberlediğim sözcükler
Müjdeler olsun, yükselsin diye
ve şahidim olsun diye
......................................kitabımdaki ayetler


Hangi renge boyasam bakışlarımı
Önümde gece renkleri çiziyor sarmaşıklar
Golgotha’ya yazılmamış alfabem
Tarihe sığdırmıyor mezar taşımı
Alnımın derisinde bulunuyor anahtar


Tanrım! ...
Dönmüyor
Eğilmiş arza omuzlarımda taşıdığım dünya
Dilim tutuk sözüm utangaç
Kelime’lerse yavan
Yer bulmuyor dimağımda taşıdığım günahkar
Ne Lerapis ne Mitra
Yalnızca
Ben
ve boynumda taşıdığım kızıl Erguvan
İsmet Kanber
    

Aşağıkaymaz 


Gel Gör Ki Gitmeyi Marifet Bilmişim
Bir Bilsen Seni Nasıl Sevmişim
Ellerin Rüzgarına Kapılıp Sonra Terketmişim
Ansızın Birgün Çıkıp Geleceğim,Aşağıkaymaz

O Yeşil Yaylalarında Sırılsıklam Yürüdüm
Kah Sarıya Büründüm,Kah Beyaza Büründüm
Sensız Gurbetlerde Bir Bilsen Nasıl Süründüm
Sar Kollarına Beni, Aşağıkaymaz

Sanki Gözlerimden Yaş Yerine Kan Akıyor
Hasretin Beni Yüreğimden Yakıyor
Felek Seni Terkettim Diye Yan Gözle Bakıyor
Bağışla Evladını ,Aşağıkaymaz

Bırak Eller Unuttu Desın
Doyduğum Yer Değil, Doğduğum Yersin
Ne Olur Bu Ömür Sensiz Geçmesin
Al Kollarına Beni, Aşağıkaymaz

Ben Bunları Yazarken Gitmiş Olacağım
Biliyorum, Seni İncitmiş Olacağım
Sen Başladığın An Ben Bitmiş Olacağım
Seni Sevipte Öleceğim, Aşağıkaymaz.

Kayıp Şair Murat Güngör  

Bittim İşte


İçimde sebebini bilemediğim, adını koyamadığım bir korku var,

Sabahı olmayan bir gecede ,yalnızlığın ortasında kalakalmış,

Yine seni düşünüyorum.

Dışarıda yağmur şırıltısı eşlik ediyor gözyaşlarıma.

Etrafı saran zehir zemberek suskunluk içerisinde üşütüyor yokluğun beni.

Titriyorum sonra karanlık ve ıssız bir eylül gecesinde.

Dört duvar arasında kalakalmış çaresizliklerim ve yalnızlığımla başbaşayım.

Tedariksiz ve kayıp bir yolcunun yolunu bulmak için sebepler aradığı gibi,

Ben de yaşamak için sebepler arıyorum.

Dayanmak zor yalnız ve karanlık gecelerde zamanın ilerlemesini , şafağın ağarmasını beklemek.

Korkuyla bürünmüş gözlerden akan yaşlara inat acı çektiriyorsun .gelmiyorsun sevgili.

Tamam .yeter artık,

Sen kazandın, ben kaybettim.

Genç bir ömrün azraili oldun , gözün aydın .övünürsün artık.

çünkü ben, bittim artık. bittim işte...


 Kayıp Şair Murat Güngör  

 

EY MEJİNGİR !

Kahniye şürük suyunu kana kana içip,
Navser yaylasında heliz topladın mı?
Befring İle Yağan Karı Temizleyip,
Nav seri kayalığında keklik avladın mı?



Seri bükü tepesinde Mejingiri seyredip,
Ava şure suyuyla yıkandın mı?

Hacı Şeviş, Hacı Hasan amcalardan muhcireye dinleyip,
Kabani, ker haysio, sıguvi oyunları oynadın mı?


Çemi Mahmit çayında balık avladın mı?
Şurava katıp, girare devinle yedin mi?
Kahnemiran kaynağında su içip, Berivanlarla berye gittin mi?
Tetki fekahan, vanı mışkan mevkiine çıkıp,
Güzelim yeşillikleri Seyri sefa ettin mi?
Barı gıyaye taşırken kara batıp, beline batan dikenlerin acısını yaşadın mı?


Düğünlerde Govend Başı çekip, herzanı sıpıye, kazkaze oyunları oynadın mı?
Pır ve gacı fidan mevkiine gidip de ,
Tüsü, Hengelok, Benişti Çıyaye Topladın mı?
Ramazanda H.Aziz Ezanını bekleyip, çılbır ve heliseyle iftarını açtın mı?


Çayıra Sait çimenliğinde yemlik toplayıp,
Mişi Heci Raif ağaçlığında mercuve kopardın mı?

İnsanlık kokan kürsü altı sohbetlerinde bulunup,
Cıra ışığında Tandır Ekmeği, Peynir Yedin mi?
Kışın yalın ayak pırgalsız dolaşıp,
Eğit amcanın ahırında sohbet edip Isındın mı?
Gündüz das ile buğday biçip, nahır zamanı kize dırış yolunda at koşturdun mu?


Bunları ben yaşadım. Hep dinledim...
Bahs ettiklerimi yaşayanlar bize çok şey bıraktılar...!
Bunların hepsini yaşamışsan Mejingirin tarihi BEĞİSİN.
Eli Öpülecek Beyisin.........!

Salih GÜNGÖR - 1975

 

 

Muhteşem Komutanlar







Finans - Borsa
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.185534.3225
Euro37.021537.1698
Köşe Yazıları

Diğer Linklerimiz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam10
Toplam Ziyaret23674932
Kim Kimdir?