Yanlış ameliyat sebebiyle felç olan hasta yardım bekliyor..
Hacıbekir Mahallesi’nde yaşayan Çetin Karakoç (19), 3 yıl önce belindeki ufak bir şişkinlik nedeniyle Van Devlet Hastanesine gitti. Önce Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesine sevk edilen Karakoç, buradan da Malatya Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. İlde meydana gelen depremlerden 3 ay sonra Malatya Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesinde ameliyat olan Karakoç, iddiaya göre ilk ameliyatın başarısız geçmesi nedeniyle 2 ameliyat daha oldu.
2 yıldır yatalak bir şekilde hayatını devam ettirmeye çalıştığını ifade eden Karakoç, “Ortaokulu bitirdikten sonra liseye gidecektim ancak felçli olmam nedeniyle liseye gidemedim. Eğitimim de yarıda kaldı. Hastaneden ve doktordan şikayetçiyim. Benim hayatımla oynadılar. Eski sağlığıma, arkadaşlarıma ve eğitimime kavuşmak istiyorum” dedi.
“AİLEME FAZLA YÜK OLMAMAK İÇİN DIŞARIYA BİLE ÇIKMAK İSTEMİYORUM”
Ailesinin yardımıyla ihtiyaçlarını karşılayabildiğini vurgulayan Karakoç, “Herhangi bir yere gitmem gerektiğinde babamın kucağında ya da annem ve kız kardeşimin yardımıyla gidebiliyorum. Annemin, babamın veya kız kardeşimin benden dolayı bu sıkıntıları yaşaması beni çok üzüyor. İki de bir, ‘Baba gel beni kaldır’ ya da ‘Anne gel beni kaldır’ demeye utanıyorum. Sırf aileme fazla yük olmamak için çok sevdiğim halde dışarıya bile çıkmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.
“DIŞARI ÇIKTIĞIMDA CANIM YANIYOR”
Bazen arkadaşları tarafından gezmeye götürüldüğünü ancak bunun kendisine acı verdiğini dile getiren Karakoç, “Dışarı çıktığımda içim kanıyor. Onların yürüdüğünü görmek ve yürüyememek canımı yakıyor. Artık acı çekmek istemiyorum. Bir an evvel yürümek istiyorum” şeklinde konuştu.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle tedavi olamadığını belirterek yetkililerden yardım isteyen Karakoç, “Sürekli içerde oturmaktan sıkılıyorum. Arada bir ailemin yardımıyla pencere dibinde oturup dışarıyı, insanları izliyorum ama artık ben de eski sağlığıma kavuşup, yürümek ve eğitimimi tamamlamak istiyorum. Bu nedenle başta Başbakanımız olmak üzere tüm yetkililerden yardım bekliyorum” dedi.
“OĞLUMUN TEDAVİSİ İÇİN TEK GELİRİM OLAN KAHVEMİ SATTIM AMA YİNE DE ÇOCUĞUMU TEDAVİ EDEMEDİM”
Oğlunun felçli kalmasına çok üzüldüğünü ve elinden bir şey gelmediğini belirten baba Metin Karakoç, “Oğlumu sadece belindeki şişkinlik nedeniyle hastaneye götürdük ama oğlum felç oldu. Oğlumu tedavi edebilmek için kahvemi sattım, yine de onu tedavi edemedim. Şimdi ne elde kaldı ne avuçta. Ben de yaz mevsiminde inşaatlarda çalışıyorum. Kış mevsiminde ise boşta kalıyorum. 8 nüfusum var. Onların geçimini zor karşılıyorum. Yetkililerden bize yardımcı olmalarını istiyorum” diye konuştu.
Anne Aynur Karakoç ise eşi evde olmadığı zaman kızıyla birlikte oğlunu ihtiyaçlarını gidermek için götürüp getirdiklerini belirterek, “Oğlumu taşırken çok zorlanıyorum. Onu taşımaya gücüm yetmiyor. Onu bu halde görmek bizi üzüyor. Yetkililerden yardım bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Konuyla ilgili doktor ameliyatı gerçekleştiren doktor tarafından yapılan açıklamada, Çetin Karakoç'un, 28 Eylül 2011 tarihinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden sevk edildiği belirterek, hastaya gerekli incelemelerin yapıldığı, cerrahi tedavinin küçük yaşta yapılmasının daha uygun olduğu, ameliyatın doğası gereği çok riskli olduğu hastaya ve refekatinde gelen babasıyla dayısına anlatıldığı, alternatif tedavi yöntemleri ile ilgili bilgilendirildiği kaydedildi. Hastanın, 04 Ocak 2012 tarihinde cerrahi tedavi isteği ile tekrar hastaneye başvurduğu, 05 Ocak 2012 tarihinde hastanın ve akrabalarının olası komplikasyonlar konusunda ayrıntılı ve anlaşılabilir şekilde bilgilendirildiği belirtildi.
Açıklamada, "Hasta ve yakınları tüm bunları daha önceden de bildiklerini, bütün riskleri kabul ederek bu ameliyatı olmayı talep ettiklerini belirttiler. Bu hastaya yönelik düzenlenmiş onay belgesi hazırlanarak her sayfası kendilerine imzalatıldı. 06 Ocak 2012 tarihinde hasta ameliyata alındı. Ameliyata Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji AD Başkanı'nın da katıldı. Hasta ve yakınlarının isteği ile 2 hafta sonra kontrole gelmek üzere, ambulansla taburcu edildi. 24 Nisan 2012 tarihinde kontrole gelen hastanın biokimya, düz grafi, manyetik rezonans görüntüleme ve bilgisayarli tomografi tetkikleri yapildi. Grafilerinin normal olduğu görüldü. Hastaya özelliksiz tekerlekli sandalye verildi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon önerileri ile 25 Nisan 2012 tarihinde taburcu edildi. Hasta ile yapılan telefon görüşmelerinde ayak parmak hareketlerinin baslandığı, bacakta kontrollü ve kontrolsüz kasılmalar gerçeklesmeye basladığı ve istemli ereksiyon ve ejakulasyonun olduğu bilgileri alındı. Haziran 2013 sonuna doğru egzersiz yaparken zorlama sonrası belinde ağrı oluştuğunu, o zamana kadar ki kazanımlarını kaybettiğini belirtmişlerdir. Hastaya acilen kontrol muayenesi önerilmiştir. 06 Kasım 2012 tarihinde kontrole gelen hastanın çekilen grafilerinde enstrumentasyonun bitiş yeri olan L1 vertebra düzeyinde vidanın vertebra korpusundan çıkmış olduğu tespit edildi ve durum kendilerine anlatıldı, 1 ay sonra kontrole gelmek istediklerini belirtiler ve özellikli tekerlekli sandalye verilerek 07 Kasım 2012 tarihinde taburcu edildi.
04 Şubat 2012 tarihinde polikliniğe başvuran hastanın çekilen grafileri değerlendirildi ve cerrahi tedavi önerildi, ancak hasta yakınları babaannelerinin rahatsızlığından dolayı müsait olmadığını söylediler, babaannelerini defn edinceye kadar cerrahi tedaviyi erteleme talebinde bulundular. Hasta 05 Şubat 2012 tarihinde taburcu edildi. 24 Mart 2012 tarihinde polikliniğe başvuran hastanın yatışı yapıldı ve gerekli tetkikler yapıldıktan sonra bu hastaya yönelik düzenlenmiş belgeler imzalatılarak 26 Mart 2013 tarihinde ameliyata alındı. Hasta sorunsuz bir şekilde 30 Mart 2012 tarihinde 6 hafta sonra kontrole gelmek üzere önerilerle taburcu edildi. Bu tarihten sonra hasta kontrollere gelmedi. Süreç icerisinde hastanin kendisi ve akbarabaları sürekli telefon irtibati sağlanarak, uzun görüşmeler ve karşılıklı bilgi alış verişi gercekleştirildi. Gelişmiş olan sakatlık durumunun herhangi bir kusur neticesinde gelişmedigi, bu ağır ve zor tedavinin doğasında olabilecek komplikasyonlardan oldğgu belirtilmistir. Hasta ve yakınları da bununla ilgili olarak ilk geldikleri günden itibaren bilgilendirilmişlerdir. Bu tedavi tercihinde ısrarcı olmuşlardır. Böyle bir tazminat talebinde bulunma hakları yoktur" denildi.
Kaynak : gazetevan.com