• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/

İstanbul Van Dayanışma Platformu

Video Arşivi
Araştırma Yazıları
Günün Sözü










TAM EKRAN YAPIN
Arkanıza Yaslanın 
Yumun Gözlerinizi..

 

Haftanın Kitabı

Muhteşem Resimler DEVAM

IslamicART 1    3
Hava Durumu
Takvim
Üyelik Girişi
Uluslararası Sosyal, Siyasal, Askeri ve Ekonomik Kuruluşlar

ULUSLARARASI SOSYAL, SİYASAL, ASKERİ VE EKONOMİK KURULUŞLAR

Halis ÇELENK  - 13 Kasım 2017

   Değerli okurlar, şüphe yok ki içinde bulunduğumuz global dünyada, büyük devletler her geçen gün daha rekabetçi, hatta daha da acımasız olanakları elde etmek için çeşitli perspektiflerle farklı oluşumların içerisinde yer almaktadırlar. Hal böyle olunca işin tabiatı gereği, mevcut güçlerine güç katmak, kolektif hareket etme güdüsüyle yerine göre birlik ve beraberliği, yerine göre de edindikleri bu güç dengesi sunucunda; başka ülkelere karşı baskıcı, otoriter ve zorbalık anlayışlarını hakim kılmak için aşağıda da detaylarına değinilen çeşitli uluslararası örgütleri kurmuşlardır.

Kurulan bu örgütler sosyal, siyasal, askeri, kültürel ve ekonomik anlamda çok zaman oluyor ki küçük ve güçsüz devletleri olabildiğince ezmekte, dahası uzun yıllar süren  derin ve yaralayıcı etkiler bırakarak enkazlar bırakmaktadırlar. Bilinen bu gerçekler için yakın tarihimizde özellikle Müslüman ülkelerde yaşanan olaylara bakmamız yeterli olacaktır diye düşünüyorum.

Kimden mi bahsediyorum? Tabi ki AB, NATO, Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler, INTERPOL, İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşlar. Hemen hepsinin temel oluşum felsefelerine bakıldığında, tamamen iyi niyet çerçevesinde kurulmuş oluşumlardır. Ancak bu yazılı gerçeklerin hayata yansımalarının pek de iç açıcı olmadığı saklanamayan tek gerçektir.

Aşağıda yer alan kuruşların hemen tamamında, Türkiye’nin de üyesi olduğu örgütlerdir. Ne var ki devlet erkânı da zaman zaman bu örgütler tarafından alınan kararlara yüksek sesle ve en üst perdeden sitemlerde bulunduklarını unutmamak gerekir.

Şimdi sözü edilen örgütlerin kuruluş amaçlarını, temel faaliyet alanlarını ve taşıdıkları  misyonlarını irdeleyelim. 

  
  A-  SOSYAL, SİYASAL ve ASKERİ KURULUŞLAR

 1-   AVRUBA BİRLİĞİ 

Avrupa Birliği'nin (AB) Bayrağı 1955’te Avrupa Konseyi tarafından seçilmiştir. Mavi zemin üzerine 12 altın rengi yıldızdan oluşur. 12 rakamı mükemmelliği ifade ettiğinden yıldız sayısı değişmez. Aynı bayrak, 1986’da Avrupa Topluluğu (şimdiki Avrupa Birliği) tarafından da benimsenmiştir.

Şu anda 27 üye ülkesi bulunmaktadır.

AB, demokratik Avrupa ülkelerinden oluşan, vatandaşlarının hayatlarını iyileştirmek ve daha iyi bir dünya hayata geçirmek için çalışan bir ailedir.

Üye Ülkeler  arasındaki görüş ayrılıkları ve ara sıra meydana gelen krizler haberlerin manşetlerini oluştursa da, aslında kameralardan uzakta, AB dikkate değer bir başarı hikayesidir. AB, sadece yarım yüzyıllık ömründe Avrupa’da barışı ve refahı sağladı, tek Avrupa para birimini (EURO) oluşturdu ve sermayenin, hizmetlerin ve malların serbest hareket ettiği sınırsız ‘tek pazarı’ meydana getirdi.

Aynı zamanda AB, hem büyük bir ticari güç hem de çevre koruma ve kalkınma yardımları gibi alanlarda bir dünya lideri haline geldi. Bu yüzden Avrupa Birliği’nin altıdan yirmi yedi ülkeye kadar genişlemiş olması ve daha birçok ülkenin üyelik için sırada olması şaşılmaması gereken bir şeydir.

Avrupa Birliği başarılarını olağandışı bir şekilde çalışmasına borçludur. Avrupa Birliği olağandışıdır çünkü AB, ne Birleşik Devletler gibi bir federasyon ne de Birleşmiş Milletler gibi hükümetler arasında basit bir işbirliği organizasyonudur. Avrupa Birliği aslında benzersizdir. AB’yi oluşturan ülkeler (Üye Ülkeler) bağımsız, egemen milletler olarak kalırlar fakat egemenliklerini, dünyada tek tek sahip olamayacakları gücü ve etkiyi kazanmak için bir araya getirirler.

Egemenlikleri bir araya getirmek, pratikte karar-alma yetkilerinin bir kısmını, ortak fayda içeren belirli konulardaki kararların Avrupa düzeyinde demokratik olarak alınması için beraber oluşturdukları ortak kurumlara aktarmaları anlamına gelir.
 
 2. NATO

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü anlamına gelen North Athlantic Traty Organization olarak yazılan İngilizce aslındaki sözcüklerin kısaltılmış şeklidir. Uluslararasında sık kullanılan bu kısaltılmış biçim artık bir kısaltma olmaktan çıkmış, kendine özgün anlamı olan bir sözcük gibi kullanılmaya başlanmıştır.   Uluslararası bir kuruluştur. Birleşmiş Milletler Örgütüne üye bazı uluslar 1949 yılında kendi aralarında yeni bir birleşme ve dayanışma örgütü kurdular. Bu örgütü Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz kurdu. Daha sonra NATOya 1952 yılında Türkiye, 1954 yılında Yunanistan, 1982 yılında da Batı Almanya ve ispanya katıldı. Bugün NATO’ya üye 16 ülke vardır.

Üye ülkeler tarafından savunma amacı ile kurulmuş olan bir örgüttür. Üye devletlerin birinin saldırıya uğraması durumunda öbürleri saldırgan ülkeye karşı işbirliği içinde savaşmayı kabul etmişlerdir. Üye devletler birbirlerini korur ve kollarlar. Bu amaçla işbirliği yaparlar. NATOnun amacı; barış düzenini uluslararası güvenliği, sosyal gelişmeyi, üye ulusların özgürlüğünü korumak olarak özetlenebilir. NATO amacına ulaşmak için çalışmalarını belli bir düzen içinde yürütür.

NATO’'nun çalışma organları ve görevleri şunlardır:

NATO Konseyi: Üye ülkelerin sürekli temsilcilerinden ya da dışişleri bakanlarından oluşur. NATO Genel Sekreterinin başkanlık ettiği bu toplantılarda ekonomik, askeri, siyasal, kültürel konular görüşülür.

Sekreterya: Genel Sekreter ve yardımcılarından oluşur. Görevi NATO’nun günlük işlerini yürütmektir.

Askeri Komite: NATO’ya üye ülkelerin genel kurmay başkanlarından oluşur. Askeri Komite NATO Konseyine bağlıdır. Askeri bakımdan en yüksek kuruldur. Bu kurulda savunma sorunları görüşülür. Komite içinde Daimi Grup adı ile anılan üçlü bir grup vardır. Bu grup yürütme organı işlevini görür. Görevi NATO Komutanlarına gerektiğinde emir vermektir.

NATO’nun dört büyük komutanlığı vardır. Bunlar:

Avrupa Yüksek Komutanlığı,

Atlantik Yüksek Komutanlığı,

Manş Komitesi Komutanlığı,

Amerika, Kanada Bölgesi Komutanlığı'dır.

Her yıl 4 Nisan, NATO Günü olarak üye ülkelerde kutlanır. NATO Gününde, NATO’nun kuruluşu, organları, amacı ve çalışmaları anlatılır.
NATO'ya üye ülkeler : Almanya, ABD, Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fransa, Hollanda, İspanya, İzlanda, İtalya, Kanada, Letonya, Litvanya, Luksemburg, Macaristan, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, Türkiye, Yunanisatan.
 

 3. AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI  (AGİT, OSCE)

Örgütün Amacı: AGİT, güvenliğin üç boyutunda ilke, norm ve standartlar geliştirmekte, yükümlülüklerin uygulanma durumlarını izlemekte, esnek müzakere ve siyasi diyalog forumu teşkil etmekte, ayrıca katılımcı Devletlerin demokratikleşme, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı alanlarındaki çabalarına destek ve yardım işlevi görmektedir.

1975 yılında Kurulmuştur. Merkezi Viyana’dadır.

Üye Ülkeler:

AGİT’te 57 katılımcı Devlet yer almaktadır. Ayrıca toplam 11 ülke Akdenizli ve Asyalı İşbirliği Ortağı statüsündedir. Katılımcı Devletler ile İşbirliği Ortakları ülkelerinin listesi aşağıda takdim kılınmıştır.

 4. AVRUPA KONSEYİ (CEO)

5 Mayıs 1949'da, Avrupalı 10 devletin katılımıyla kurulan bir birliktir. Bunlar: Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg ve Norveç'tir. Birliğin amacı, üye ülkelerin ortak mallarını ve ilkelerini korumak, yayma; iktisadi gelişimlerini sağlamak amacıyla, aralarında daha sıkı bir işbirliği oluşturmaktır.Konsey, esas olarak, üye ülkelerin hükümet telsimcileriyle, parlemento üyelerinden oluşmuştu.


Buna ek olarak, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ile Avrupa İnsan Hakları Divanı da kuruldu. Bu iki komisyon da, Konsey'in merkezi olan Strazburg'ta çalışmaya başladılar. Türkiye, Avrupa Konseyi'ne 1949 yılında katıldı. Avrupa Konseyi'nin üye sayısı, kuruluşundan yirmi yıl sonra 18'e yükseldi.
 
 5. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (CEO-UN)

Birleşmiş Milletler Türkiye’nin üyesi olduğu bir kuruluştur. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra birçok insanın ölmesi sonucu barış ve güvenliği sağlamak amacıyla 1945 yılında kurulmuştur. 192 üyesi bulunan Birleşmiş Milletlerin merkezi New York, Avrupa’da ise merkez Cenevre’dir.

Birleşmiş Milletler resmi dil olarak şu anda ingilizce, fransızca, rusça, çince, ispanyolca ve arapçayı kullanmaktadır.

* Genel Kurul: Silahsızlanma, barış ve güvenliği sağlamak, bozulan iyi ilişkiler için barışçıl çözüm üretmek genel kurulun görevleri arasındadır. Birinci karar alma organıdır.

* Güvenlik Konseyi: Birleşmiş milletler yürütme organıdır. Daimi üyesi olan ABD, Çin, İngiltere,Fransa ve Rusya’nın veto hakları bulunmaktadır. 10 tane geçici üye vardır ve bunlar her iki yılda bir seçilmektedir. Türkiye de 2009 yılından beri geçici üye olarak görev almaktadır bu konseyde ancak Türkiye’nin diğer geçici üyeler gibi veto hakkı yoktur.

Güvenlik konseyinin amacı BM’nin amaçlarına uygun barışı korumak, silahsızlanmayı denetleyici planlar hazırlamak, barışa karşı oluşabilecek tehditleri ortadan kaldırmak ve bu durumları soruşturmak, barışı bozanlara karşı askeri birlik kurarak onlara karşı tedbir almaktır.

* Ekonomik Sosyal Konsey: Birleşmiş milletler ekonomik ve sosyal sorunlara müdahale etmek amacıyla bu konseyi kurmuştur. İnsan hakları ve temel özgürlükleri baz alırlar ve bu yönde hareket ederler.
* Genel Sekreterlik: BM’nin diğer organlarının daha rahat çalışabilmesi için gerekli ortamı hazırlamaktadır. Barış ve güvenliği bozucu her türlü olay için raporlar hazırlayıp bu raporları güvenlik konseyine sunmaktadır.

* Uluslararası Adalet Divanı: Birleşmiş Milletler yargı organıdır. Hollanda Lahey’dedir. Uluslararası sorunları ve savaş suçlularını yargıç kararıyla yargılamaktadır.


BM YARDIMCI KURULUŞLAR

* UNESCO (BM eğitim, bilim ve kültür örgütü): Eğitim , bilim, kültür ve haberleşme alanlarında uluslararası işbirliği ve aktiviteler sağlamak için Paris’te 1946 yılında kurulmuştur. Türkiye de 1946 yılında Unesco’ya üye olmuştur.

– Unesco 2011 yılını Evliya Çelebi yılı ilan etmiştir.

– Kapadokya ve Göreme Milli Parkı, İstanbul’daki tarihi yerler, Divriği Ulu Camii, Darüşşifa, Hitit başkenti Hattuşaş, Nemrut Dağı, Pamukkale, Ksantos-Letoon, Safranbolu tarihi şehri ve Truva Unesco’nun Türkiye’deki Dünya Kültür Mirası olarak saydığı yerler arasındadır.

* Unicef (BM Çocuk Fonu): Merkezi New York. kuruluşu 1946’dır. Türkiye 1954’te üye olmuştur. 2010’da Türkan Şoray ”Barış Elçisi” olarak seçilmiştir.

* Dünya Bankası (WB): Merkezi Washington, kuruluş yılı 1945’tir. 1947’de Türkiye üye olmuştur. Uzun, kısa vadeli bazende karşılıksız kredi vermektedir.

* Dünya Sağlık Örgütü (WHO): Merkezi Cenevre, Kuruluş yılı 1948’dir. Uluslararası boyutta sağlık alanında çalışma ve hastalıklarla mücadele etmek amacıyla kurulmuştur.

* Dünya Ticaret Örgütü (WTO): Merkezi Cenevre, Kuruluş yılı 1953, Türkiye’nin üyeliği 1953’tür. Hükümetlerin ticaret yasalarını uluslararası çerçevede geliştirmek ve ticari ilişkilerin düzenlenmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur.

* Gıda ve Tarım Örgütü (FAO): Merkezi Roma, Kuruluş yılı 1946, Türkiye’nin üyeliği 1947’dir. Açlığa karşı ortaya çıkan tehlikeleri ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuştur.

* Uluslararası Çalışma Teşkilatı(ILO): Asıl kuruluş yılı 1919, BM bünyesine geçmesi 1946’dır. Merkezi Viyana’dır ve Türkiye 1932 yılında üye olmuştur. Dünya işçilerinin sosyal ve çalışma koşullarını geliştirmek ve sosyal güvenlik önlemlerini yaygınlaştırma amacıyla kurulmuştur.

* BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR): BM bünyesi altında mültecilerin ülkelerine dönmesine yardımcı olmak amacıyla 19580’de kurulmuştur.

* BM Kalkınma Programı (UNDP): Başkanlığını bir süre Kemal Derviş’in yaptığı bu programın amacı, geri kalmış ülkelerin kendi kaynaklarına yönelmesini sağlama ve bu yönde teşvikler oluşturmadır.

* BM Çevre Programı (UNEP): Merkezi Nairobi, kuruluş yılı 1972’dir.
* IMF (Uluslararası Para Fonu): Merkezi Washington olan İMF 1944 yılında kurulmuş, Türkiye de 1947 yılında üye olmuştur. Türkiye hazine müsteşarlığı aracılığıyla IMF ile ilişkilerini sürdürmektedir.

  6. INTERPOL :

Merrezi Paris’te (Fransa) bulunan ve amacı uluslararası suçlulara karşı ön­leyici tedbirler alıp cezalandırmak olan uluslararası polis örgütü (Ulus­lararası Ağır Ceza Polis Örgütü).

İnterpolün Doğuşu

1914’te, Monaco prensi Albert I’in çağrısıyla değişik ülkelerden gelen emniyet görevlileri, savcı ve yargıç­lar, uluslararası bir polis örgütünün temellerini atmak için Monaco’da top­landılar. Geleceğin İnterpol’ünün tü­zükleri yavaş yavaş hazırlandı (1923, 1946). 1956’da, Viyana’da toplanan genel kurulda, örgüte katılan 55 ülke­nin temsilcileri örgütün temel yasası­nı oluşturmaya karar verdiler. Bu top­lantı sırasında, Uluslararası Ağır Ce­za Polis Komisyonu, Uluslararası Ağır Ceza Polis Örgütü adını aldı; daha sonra da kısa adı olan İnterpol kulla­nılmaya başlandı.

Üye ülkelerin hükümetleri tarafından seçilen delegeleri yılda bir kez bir araya getiren İnterpol genel kurulu, bütün kararları almak, örgütün genel siyasetini saptamak, işbirliğinin ilke ve yöntemlerini belirlemek, çalışma programı yapmak, çeşitli devletlerin ödentüeriyle oluşturulan bütçeyi oy­lamak ve örgüt yöneticilerini seçmek­le görevlidir.Örgütün dört yılda bir se­çilen bir başkam, üç yılda bir seçilen üç başkan yardımcısı, bir yürütme ko­mitesi ve bir genel sekreteri vardır. Her ülkedeki ulusal merkez büroları, ülkenin emniyet görevlileriyle, öbür ülkelerin merkez bürolarıyla ve genel sekreterlikle bağlantıyı sağlamakla görevlidirler

İnterpolün Görevi

İnterpol’ün görevi, değişik devletlerin yasaları ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi doğrultusunda, emniyet güç­leri arasındaki karşılıklı yardımlaş­mayı en geniş biçimde sağlamak ve geliştirmektir. Kamu hukukunun çiğnenmesini engellemeye ve cezalandır­maya etkili bir biçimde katkıda bulu­nacak kuruluşları kurup geliştirmek de İnterpol’ün görevleri arasındadır. Ama, örgütün, siyasal, askeri, dinsel ya da ırksal nitelikteki sorunlar ya da davalara katılması veya müdahale et­mesi kesinlikle yasaktır.

Interpol’ün radyo şebekesi, kırka ya­kın Avrupa, Kuzey Afrika, Yakındoğu ve Güney Amerika ülkesinin birbirleriyle (ve her birinin genel sekreterlik­le) doğrudan bağlantı kurmasını sağ­lar. İnterpol arşivlerinde en çağdaş sı­nıflandırma yöntemleri kullanılır. Ar­şivinin dışında, bir fotoğraf laboratuvarı ve her dilde yayımlanmış suç bilimi ve cezabilimi yapıtlarım bir ara­ya getiren bir kitaplığı vardır.

 7. İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI
 
İslam Konferans Örgütü, 1970 yılı Mart ayında Cidde'de toplanan İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları tarafından kurulmuştur. İslam ülkelerini çatısı altında toplamak üzere kurulan örgütün ismi 38. Dışişleri Bakanları toplantısında alınan karar gereğince İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak değiştirilmiştir.

Üyeleri:

Günümüzde 4 kıtada 57 üyesi bulunmakta olan İİT’nin üyeleri, İslam Coğrafyası’ndaki ülkeler olup günümüzde İslam âleminin tek çatı altında toplandığı tek kuruluş sıfatına sahiptir. Merkezi, Suudi Arabistan Cidde'de yer alır. 

Amaçları:

Teşkilat; İslam Dünyası’nın birleştirici sesi olmayı, Müslüman Devletleri’nin çıkarlarını korumayı ve dünyanın geri kalanıyla uyumlu çalışmayı sağlamayı amaçlamaktadır. Diğer önemli amaçları ise:

Üye devletler arasında İslam dayanışmasını geliştirmek,İktisadi, sosyal, kültürel, bilimsel ve diğer önemli faaliyet sahalarında üye devletler arasında işbirliğini güçlendirmek ve uluslararası örgütlerde üye devletler arasında dayanışmayı yürütmek,Irk ayrımını, fark gözetmeyi bertaraf etmeye ve sömürgeciliğin her şeklini ortadan kaldırmaya gayret etmek,Adalet üzerine kurulu uluslararası barış ve güvenliği desteklemek için gerekli tedbirleri almak,Kutsal yerlerin korunması için sarf edilen gayretleri ve Filistin halkının mücadelesi için sağlanan desteği koordine etmek, haklarını tekrar kazanması ve topraklarını kurtarması için Filistin halkına yardım etmek,Bütün Müslüman milletlerin onur, bağımsızlık ve ulusal haklarını korumak amacıyla verdikleri mücadeleyi desteklemektir.

Önemi:

İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler Örgütü’nden sonra dünya üzerinde en geniş 2. katılımlı hükümetler arası örgüttür.

Diğer taraftan İİT, 20 Ekim 1975 tarihli zirve toplantısında kuruluş planı onaylanan ve 2012 yılı itibariyle ülkemizde de temsilcilik açma çalışmaları devam eden, İslam Kalkınma Bankası ile iktisadi olarak da Müslüman Devletler’in gelişimine katkı sağlamayı-amaçlamaktadır.


 B. ULUSLARARASI "EKONOMİK" KURULUŞLAR



 1.DÜNYA BANKASI  (WORLD BANK)

Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası ve­ya Dünya Bankası 1944 yılında imzalanan Bretton Woods Anlaşması uyarınca 1946 yılın­da kurulmuştur. 25 Haziran 1946'da faaliyete geçen Banka, 15 Kasım 1947'dc Birleşmiş Mil-letler'in bir ihtisas kuruluşu olmuştur.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Bretton Wo-ods N.H. şehrinde toplanan ve o günkü dünya­da düşman kampları oluşturan Almanya ve Ja­ponya ile müttefikleri dışında kalan 44 devle­tin temsilcileri, savaş sonrasında dünyaya yeni bir ekonomik ve parasal düzen getirmeye ça­lıştıkları Birleşmiş Milletler Para ve Malîye Konferansında (UNMFC) uzun çalışmalar­dan sonra şu iki teşekkülün kurularak faaliye­te geçirilmesine karar vermişlerdir: a) Ulusla­rarası Para Fonu (IMF); b) Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD).
 
Bunlardan, kısa adıyla Dünya Bankası olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası'nın kuruluş amacı: a) Savaştan sonra meydana ge­len yıkıntıları hızla tamir etmek, savaşta ağır zarar gören memleketlerin tekrar eski üretim ve geçim imkânlarına kavuşmalarına yardım etmek, b) Azgelişmiş memleketlerde ekono­mik kalkınma ve gelişmeye yararlı devlet ve özel sektör yatırımlarını verimli projeler ve uzun vadeli kredilerle desteklemektir.
 
Faaliyetlerini 1948 yılından itibaren azgeliş­miş ülkelere yöneltmiş bulunan Dünya Banka­sı'nın fonksiyonları aşağıdaki şekilde özetlene­bilir:
 
a)   Üye   ülkelerin   tediye  blançolarındakİ uzun vadeli ve bünyesel dengesizlikleri gider­mek;
 
b)  Üye ülkelerin ulusal parasının dış değerin­de istikrar sağlamak;
c) Uluslararası Özel-yabancı sermaye yatırım­larını desteklemek ve milletlerarası kredi sağ­lamak;
d) Dünya kaynaklarının gelişmesine yardım­cı olacak yatırımları yapmak;
e) Azgelişmiş ülkelerin sermaye ihtiyaçları­nın karşılanmasına yardımcı olmak.
Dünya Bankası'na sadece IMFye üye olan ülkeler katılabilir. Bu sebeple Banka'ya üye ül­keler, fon üyeliğine paralel bir şekilde artış göstermiştir. Merkezi Washington'da olan Banka'nın bugün 149 üyesi vardır. Türkiye Banka'ya 19.2.1947'de 5016 sayılı kanunla ka­tılmıştır.
Dünya Bankası, IMFye benzer bir şekilde yönetilir. Banka'ya üye her ülkeden katılan bir guvernor ile bir guvernor yardımcısından oluşan guvernorlcr kurulu her yıl Eylül ayında toplanarak yıllık raporu ve hesapları görüşe­rek kabul eder, direktörleri seçer. Şu anda di­rektör sayısı 21'dir. Bunlardan altısı Banka'­nın sermayesine en fazla katılmış ülkeler tara­fından atanır. On beşi seçim ile iş başına gelir. Direktörler Banka'nın başkanım seçer. Başka­nın üç yardımcısı vardır. Genellikle ABD'li olan başkanların görev süreleri 5 yıldır. Baş­kan direktörlüğün genel politikasına uygun olarak Banka'nın genel yönetiminden sorum­ludur. Başkanın emrinde çalışan personel, coğrafi temsil esasına göre Banka'ya alınır, atamalarda mesleki tecrübe ve yetenek ön planda getir. Dünya Bankası'nın kullandığı fonlar başlıca iki kaynaktan sağlanır. Bunlar üye ülkelere yapılan hisse senedi satışları ''e büyük mali kurumlara yapılan veya borsalar­da yaptırılan bono satışlarıdır.
 
 Ayrıca banka, Özellikle ABD ve diğer büyük sermaye piyasa­larına tahvil ihraç ederek de kredi teinin eder. Dünya Bankası doğrudan hükümetlere de kre­di açabilir. Firmalara açacağı krediler için hü­kümet garantisi ister. Özel mali kurumların başka ülkelere açacakları kredilere de ilgili hü­kümetlerle anlaşmaya varırsa kefil olabilir.

Kısa vadeli kredi işlemlerinde bulunmayan Dünya Bankası'nın kredi açarken dikkate aldı­ğı hususlar şunlardır: a) Kredi verilecek ülke­nin piyasadan makûl şartlarla kredi almak im­kânının bulunmaması; b) Kredinin kullanıla­cağı projenin Banka'ya sunulması ve Banka ta­rafından onaylanması; c) Banka'ya borçlana­nın özel teşebbüs olduğu durumlarda üye dev­letin kefaleti ile Merkez Bankası veya başka bir resmi veya yarı resmi kuruluşun onayının bulunması; d) Banka'ya üye ülkelere Hazine, Merkez Bankası, İstikrar Fonu idaresi ve di­ğer resmi ve yarı resmi kuruluşlar kanalıyla kredi sağlanması.
 
Dünya Bankası 1982 yılından bu yana açmış olduğu kredilere değişken faiz uygulamakta­dır. Faiz oranı Banka'nın borçlanma maliyeti­ne göre yılda iki kere (1 Ocak ve 1 Temmuz) tesbit edilmektedir. Kredilerin geri dönme sü­resi ise 3-5 yılı ödemesiz olmak üzere 15-20 yıl­dır. Kredinin kullanılmayıp bankada tutulan kısmı için % 7,5 oranında ilgili ülkeye gider ya­zılır.
 
Dünya Bankası genellikle tek başına ele alın­mayıp, Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile bir-ILkte değerlendirilir.
 
1950'lerde Dünya Bankası'na bağlı olarak kurulan bu iki yardımcı teşekkülden Uluslara­rası Finansman Kurumu (IFC), özellikle az gelişmiş memleketlerde özel teşebbüslerin ku­racakları sanayi teşekküllerine çeşitli krediler vermek ve hisse senedine çevrilebilir ikrazlar­da bulunmakla görevlidir. Milletlerarası Kal­kınma Biri İği (JDA) ise, gene azgelişmiş mem­leketlerde altyapıya dönük ekonomik ve sos­yal tesisleri, çok düşük i'aizli ve yeteri kadar uzun vadeli kredilerle desteklemektedir.
Son yıllarda daha çok yararlanmakla birlik­te, Türkiye 1950'lerden beri Dünya Bankası'n-da sürekli kredi sağlamaktadır. (kaynak : enfal.de N.Zahit KESKİN Bk.. Bankacılık; İME)
 
 
 2.  KALKINMAKTA OLAN 8 ÜLKE  (D-8)
 
D-8, kısaca Developing Eight (Kalkınmakta Olan 8 Ülke) anlamına gelen sekiz ülkeyi ifade eden bir uluslararası kuruluştur. Bu sekiz ülke Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya’dır. Bu sekiz ülkenin Refahyol Hükümeti Başbakanı Necmettin Erbakan önderliğinde 1997 yılında bir araya gelerek oluşturmuş oldukları bir uluslar arası resmî organizasyondur. D-8 üyelerinin tamamı aynı zamanda İslam Konferansı Örgütünün de üyeleridir.
 
D-8’lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız D-8’lerin temel ilkelerini sembolize etmektedir. Bu temel ilkeler şunlardır:
 
1.  Savaş değil, barış,
2.  Çatışma değil, diyalog,
3.  Çifte standart değil, adalet,
4.  Sömürü değil, adil düzen,
5.  Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasi.
 
D-8 üyeleri, tabii kaynakları, kalabalık nüfusları ve potansiyel pazarlarından ötürü kendi bölgelerinde ve dünyada önemli konum arz etmektedirler. 22 Ekim 1996 tarihindeki ‘Kalkınmada İşbirliği Konferansı’nı izleyen bir dizi hazırlık toplantılarından sonra 15 Haziran 1997 yılında İstanbul’da yapılan Devlet ve Hükümet başkanları zirvesinde D-8’in kuruluşu resmen ilan edilmiştir.
 
D-8 girişiminin başlatılmasındaki amaç; büyük bir ekonomik potansiyeli, çeşitli kaynakları, geniş bir nüfus ve coğrafi alanı temsil eden 8 ülke arasında ticari ilişkilerinde yeni fırsatlar hazırlamak ve çeşitlendirmek, uluslararası düzeyde karar alma sürecine katılımı artırmak, daha iyi hayat şartları sağlamak, somut ortak projeler etrafında ekonomik işbirliğini geliştirmek ve gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisindeki durumlarını güçlendirmektir. D-8, üye ülkelerin bölgesel ve uluslararası örgütlere üyeliklerinden kaynaklanan ikili ve çok taraflı taahhütleri üzerinde olumsuz etkisi olmayan bir forumdur.
 
D-8 grubunun zirve toplantıları, üyelerin devlet veya hükümet başkanlarının katılımıyla iki yılda bir kez düzenlenmektedir. 15 Haziran 1997’da İstanbul’da gerçekleştirilen ilk zirvede, faaliyetlerin koordinasyonu sektörlere göre üye ülkelere paylaştırılmıştır. Bu kapsamda sanayi ve sağlık sektörleri Türkiye’ye; ticaret sektörü Mısır’a; kırsal kalkınma Bangladeş’e; insan kaynaklarının geliştirilmesi Endonezya’ya; telekomünikasyon ve teknoloji sektörleri İran’a; finans, bankacılık ve özelleştirme Malezya’ya; enerji sektörü Nijerya’ya ve tarım sektörü Pakistan’a verilmiştir. D-8 Zirve Toplantıları, kararlaştırıldığı üzere günümüze dek düzenli olarak toplanmış ve kuruluş hedeflerini takip ederek birçok önemli karara ve projeye imza atmıştır. D-8 ülkelerinin işbirliği anlamında gerçekleştirdikleri en önemli girişimlerden biri 14 Mayıs 2006’da Endonezya’daki 5. Zirve’de imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması’dır. Bu anlaşmayla belirli ürünler üzerindeki gümrük vergileri azaltılarak serbest ticaretin önündeki engellerin aşamalarla en aza indirgenmesi amaçlanmaktadır.
 
Türkiye’nin D-8 ülkeleriyle olan ticaret ilişkilerine bakıldığında en çok ihracatın Mısır ve İran ile gerçekleştiği, ithalatın ise en çok İran ile yapıldığı görülmektedir. Kasım 2006 itibariyle İran’a en çok ihraç edilen tekstil ürünü 88 milyon dolar ile dokumacılık ürünleri olurken, İran’dan alınan tekstil ürünlerinin başında 13 milyon dolarla yine dokumacılık ürünleri gelir. 2005’te Mısır’a ihraç edilen ürünlerin başında % 6.3 oranla sentetik suni lifler gelir. Mısır ve Türkiye arasında 1988 yılından itibaren imzalanan anlaşmalar ve protokoller  ışığında tekstil sektörü de gelişmiş ve Türk tekstil firmaları Mısır’da kendi pazarlarını genişletmişlerdir.
 
 
 3. EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (ECO)
 
a. Kuruluşu 

Ekonomik İşbirliği Konferansı, hükümetler arası bölgesel bir or­ganizasyon olup, 1985 yılında üye ülkeler arasında ekonomik, teknik ve kültürel işbirliğini desteklemek amacıyla İran İslam Cumhuriyeti,
Pakistan ve Türkiye tarafından kurulmuştur. 
ECO 1964 yılından 1979 yılına kadar varolan Kalkınma için Böl­gesel İşbirliği Kuruluşu'nun (RCD) yerini almıştır. Daha sonra bu kuru­luş ECO adı altında yeniden yapılanmıştır. Bu nedenle de RCD'nin ana anlaşması olan 1977 yılındaki İzmir Anlaşması revize edilmiş ve ECO için yasal bir temel oluşturulmuştur. 1992 yılında organizasyon 7 ül­keyi kapsayacak şekilde genişlemiştir.

b. Amaçları 
•   Karşılıklı ticareti arttırmak,
•   Bölgede sürdürülebilir gelişme için koşullar yaratmak ve kül­türel ve dostluk ilişkilerini güçlendirmektir.
1992 yılında ECO'nun genişlemesiyle birilikte Quetta Plan of Action formunda bölgesel ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlayacak kapsamlı bir proje geliştirilmiş, İstanbul Deklarasyonu ile de 2000 yılı ve uzun dönem hedeflerle, sektörel öncelikler belirlenmiştir. Sektörel öncelikler ekonomik kalkınma için önemli olan ticaret, endüstri, tarım, ulaşım ve haberleşme, enerji, uyuşturucu bağımlılık önlemleri ve insan kaynaklan alanlarını içermektedir.
c.  üyeler 
ECO'nun on üyesi bulunmaktadır: Afganistan, Azerbaycan, İran İslam Cumhuriyeti, Kazakistan, Kırgızistan Cumhuriyeti, Pakistan, Ta­cikistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan. 
ç. Organları 
Bakanlar Konseyi (COM) ECO'nun temel politika belirleyicisi ve karar alma organıdır. Konsey, üye ülkelerin Dışişleri Bakanları'ndan ve aynı düzeydeki hükümet temsilcilerinden oluşmakta ve yılda bir kez üye ülkelerden birinde bir araya gelmektedir. 
Vekillerden oluşan Konsey (COD) İran İslam Cumhuriyeti Dışiş­leri Bakanlığı ilgili Genel Müdürü'nden ve İran veya ECO'nun onayladı­ğı üye ülke misyon başkanlarından oluşmaktadır. Konsey düzenli ola­rak Tahran'da toplanarak, bazı konularda ihtiyaç duyulan faaliyetleri gerçekleştirmekte ve Bakanlar Konseyi tarafından alınan kararları uy­gulamaktadır.  Bölgesel  Planlama  Konseyi  (RPC)  ise,  üye  ülkelerin Planlama Kuruluşları başkanlarından veya benzer bir otoriteden oluş­maktadır. Bakanlar Konseyi elde edilen sonuçları ve Konseyin onayına sunulan programları değerlendirmektedir. 
Kuruluşun dört uzman alt kuruluşu bulunmaktadır. Bunlar;
(1)  ECO Sanayi ve Ticaret Odası,
(2)  ECO Sigorta Merkezi,
(3)  ECO Sigorta Koleji,
(4)  ECO Ortak Sigorta Uyum Programı. 
ECO'nun tüm aktivitelerini sekiz teknik komite planlamakta ve yürütmektedir. Bu komitelerin uygulama alanları; tarım, ekonomik ve ticari işbirliği, eğitim, bilimsel ve kültürel işbirliği, çevre ve sağlık, en­düstriyel ve teknik işbirliği, ulaşım ve haberleşme,enerji ve uyuşturucu bağımlılık önlemleridir. 
d.  Faaliyetleri:
•    Ulaştırma ve Haberleşme
•   Ticaret ve Yatırım
•    Enerji, Madencilik ve Çevre
•    Enerji Tasarrufu ve Verimliliği
•    Bölgesel Elektrik Ticareti Stratejisi
•    Petrol Rafinerileri ve Ürünleri Alanında İşbirliği
•    ECO Petrol ve Gaz Hatlarının Güzergahları
•    ECO Enerji/Petrol Bakanları Toplantısı
•   Tarım, Sanayi ve Sağlık
•    Ekonomik Araştırma ve İstatistik, Proje Araştırma
•    Eğitim,  Bilim,  Kültür ve  Uyuşturucu  Kontrolü  konulannda kapsamlı işbirliği bulunmaktadır. 
e. Gelişmeler 
ECO bugün üzerinde 300 milyon kişinin yaşadığı, 7 milyon kilo­metrekarelik alanı kapsamaktadır.  Üye ülkelerin coğrafi yakınlıkları yanı sıra nüfus çoğunluğu Müslüman, Arap olmayan nüfusa sahip gelişmekte olan ülkelerdir. Bölgedeki ekonomik ve politik şartlar uzun vadeli projelerin gündemi uzun süre almasına karşın sonuç alınama­ması, üye ülkelerin beklenti ve tutum değişiklikleri, üye ülkelerin Eko­nomik yapı ve dış ticaret rejimi farklılıkları ECO faaliyetlerinin etkin şekilde yürütülmesine engel olmaktadır.
Son olarak Tacikistan başkenti Duşanbe de icra edilen 8. liderler zirvesinde üye ülkeler arasında 2015 yılında Ortak Pazarın oluşturulması kararı alınmıştır.
 
 4. IMF  (ULUSLARARASI PARA FONU)
 
Milletlerarası para fonunun temeli 1944'te ABD'nin New Hampsive eyaletinde Bretton Woods kentinde toplanan, Birleşmiş milletler para ve maliye konferansının neticesinde atılmıştır. Bu konferansta uluslararası para fonu ve dünya bankasının kurulması kararlaştırıldı. 8 Mart 1948'de fiilen Washington'da faaliyete geçti. Başlangıçta üye sayısı 44 olan IMF 1970'li yıllarda 116 ülkeye çıktı. Bu sayıya Türkiye'de dahildir. Bugün ise 130'un üzerinde üyeye sahiptir. Fon'un yapısal grafiği şöyledir: Fon'un bir genel kurulu vardır. Yılda birkaç kez toplanır. Her üye devlet bu kurula bir guvernar ve onun yerini alacak bir yardımcıyla katılır. Guvernarler konseyi kurumun en yüksek organıdır. Kurumun başında bir genel müdür vardır. Ayrıca Genel Kurulun seçtiği bir yönetim kurulu bulunur. Yönetim kurulu 5 üyeden oluşur. Bu 5 üye fona katılmış payı en yüksek olan ülkelerdir.

KURULUŞ AMACI

Fon'un amaçları arasında esası teşkil eden, II. Dünya savaşı sonrasında harabe ve mezarlığa dönen Avrupa ülkelerini desteklemek ve mali imkanlar sağlayarak, dünya ekonomisinde ortaya çıkmış ve çıkabilecek olan kısa vadeli ödemeler bilançosu problemlerinin çözümüne yardım etmektedir. Ayrıca dünya ticaretini geliştirmek, uluslararası dayanışmayı sağlamaktadır. (Bu amaç görünen resmi amaçtır)
Resmi olmayan amaçlar ise birinci derecede yetkili ağızlardan belgelerle aktaracak olursak:

Dünya bankasının 77'li yıllarda başkanı olan Mc Namara şöyle diyor: -Kredi verdiği ülkelerin ekonomik politikalarına müdahale etmek, milli sanayiinin kurulmamasına azami gayret göstererek ve banka yatırımlarına yön vermektir. (Yeniden Milli Mücadele Dergisi 13. Eylül 1977) Belge No: 1 Bir Alman Maliye Bakanlığı yetkilisi IMF'nin güçlü devletlerin güçsüz devletler üzerinde bir baskı aracı? olduğunu söyleyerek ekliyor: -Ne bizim, ne de Amerika?nın İtalya üzerinde baskı yapma gücü vardır. Ama IMF bunun çok fazlasını yapabilir. Uluslararası örgüt olarak milli hisleri rencide edip bize karşı doğabilecek rahatsızlıklara da sebep olmazdı. (Yankı Dergisi 26 Ağustos 4 Eylül 1977 Sayı 337 s.31) Belge No:2

IMF'de ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya'nın sözü geçer. IMF söz konusu ülkeler tarafından geri kalmış, ülkelere bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Gelişmek için krediye ihtiyacı olan ülkeler bu sözü geçen emperyalist ülkelerin isteklerine boyun eğmek zorundadır. (Ak İktisat Ansiklopedisi C. S.665-666 Belge No: 3)

Dünya bankasının başkanlarında Mc Namara 1969 Banker dergisine şöyle bir demeç veriyor: -Kredi alabilmek için, hangi sektör ve projelere öncelik tanınacağına yabancı uzmanlarımız karar verir ve (Dünya bankası ve IMF'nin) tavsiye kararlarıyla kabul ettirilir ve bunlara istekli olarak görünenler de kredimizi alır (Belge no: 4) Eski bir Afrikalı dışişleri bakanı olan Simon G. Hasan IMF ve dünya bankasından kredi almak için öne sürülen şartları şöyle özetliyor.

1- Demokratik hükümeti bertaraf edeceksiniz
2- Büyüme hızını düşüreceksiniz
3- İşçi sendikalarına öldürücü darbeler vuracaksınız
4- Yoksullarla zenginler arasında uçurumları derinleştireceksiniz
5- Halk kitleleri arasında yaşam düzeyini hızla düşüreceksiniz demek istiyorlar.

Hulasası Washington'un bize dikte ettirmeye çalıştığı maddeler. Ayrıca kamçı zoruyla kabul ettirilen yardımların amaçlarıdır. (Banker Dergisinde 1969 yılında bir söyleşi Yeniden Milli Mücadele Dergisi Kasım 1977 s.11) Belge no: 5


Devalüasyon bir zaferi temsil etmez. Bu bir yenilginin temsilidir. Harold Take Peak (Loyds Bank Yön.Kur.Bşk.) Bu belgeler size gayri resmi amaçlarının neler olduğunu açıklar kanaatindeyiz. Ayrıca, IMF emperyalist ülkelerin sömürgelerine askeri-idari hakimiyetle dikte ettirilen, ilkel sömürgecilik ilişkisi yerine şartları zorlayacak yumuşak yoldan empoze-yönlendirme aracı olarak kullanılmaktadır. Her ne kadar yardım teşkilatı olarak görünürse görünsünler asıl amaçları gelişen ülkelerin gelişmelerini kontrol altında tutmak, tek taraflı ekonomik çıkışı hızlandırmaktır.

Kaynakca  Web:
AB, Dış İşler Bakanlığı, Avrupa Birliği Info, Nefku, bilgilersitesi, webmastersitesi, kpsskonu  enfal, ekodialog, elsismilla


Halis ÇELENK
İVD Platformu Kurucu Başkanı  



GEÇMİŞ DÖNEMDE EKONOMİYE İLİŞKİN  BAZI YAZILAR  


 

 Uluslararası Sosyal, Siyasal, Askeri ve Ekonomik Kuruluşlar
  YAZININ DEVAMI

Bir Zamanlar “Mekke” Günümüzün  Londra’sıydı. 

  YAZININ DEVAMI

 Bankacılığın Doğuşu ve Finansal Mafya     YAZININ DEVAMI
  
13517 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Muhteşem Komutanlar







Finans - Borsa
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.652334.7912
Euro36.423936.5699
Köşe Yazıları

Diğer Linklerimiz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam165
Toplam Ziyaret23681030
Kim Kimdir?