• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/

İstanbul Van Dayanışma Platformu

Video Arşivi
Araştırma Yazıları
Günün Sözü










TAM EKRAN YAPIN
Arkanıza Yaslanın 
Yumun Gözlerinizi..

 

Haftanın Kitabı

Muhteşem Resimler DEVAM

IslamicART 1    3
Hava Durumu
Takvim
Üyelik Girişi

Cabir Bin Hayyan

Bilimde Çığır Açan Müslüman Bilgin : Cabir Bin Hayyan


TOZLU RAFLARIN GİZLİ HAZİNELERİ

Bilimde Çığır Açan Müslüman Bilgin :
Cabir Bin Hayyan / Hüseyin ÇETİNKAYA


İnsanlık tarihinin başlangıç noktasından günümüze devam eden süreçte, farklı aşamalardan geçen insanlar “neden-niçin-nasıl?” sorularına cevap bulma merakı neticesinde çeşitli alanlar (bilim/felsefe/sosyoloji/psikoloji vs.) oluşturmuştur. Böylece insanlar farklı arayışlara yönelerek evreni ve içindekilerini “insan”ı temele alarak sorgulama eğilimine girmişlerdir.

İnsanlığın bu eğiliminden oluşan yapısında, değişik kimselerin farklı hayat hikayeleri yine  farklı cinsten malzemeler üzerine inşa edilmiş ve tarihin raflarındaki yerini almıştır. Yazılı kaynaklar arasında bazıları vardır ki bunlarda öğrenilecek çok şey bulunur ve hazine niteliği taşıyan özellikleri bakımından eylem ve fiiliyatları önemini her asırda korur. İnsanlık tarihine şekil veren ve Allah’ın dünyadaki kanunların keşfine yönelik çalışmalarıyla farklı alanlarda çığır açan bu mucitlerin buluşları, bu yönü ile muhafaza edilmeye ve geleceğin dünyasına yön vermeye devam etmektedir.

İslam güneşinin dünyayı adım adım kuşattığı döneme bakıldığında, aynı zaman dilimini paylaşan ancak farklı coğrafyalarda hayat süren insanlığın (doğu-batı-kuzey-güney uygarlıkları) durağan bir dönem geçirdiği görülmektedir. İki farklı kavmin oluşturduğu imparatorlukların (Roma-Pers) hüküm sürdüğü topraklarda ve bunlar arasındaki mücadelelerle beraber vuku bulan savaşların verdiği/yaydığı sıkıntı halkı bezdirmiş ve dünyayı farklı okuyarak yayılan İslam medeniyetine kucak açmasına olanak sağlamıştır. Bütün alanlarda yenilik sunan, insana değer veren ve insanın gelişimine katkı sağlamayı ilke edinen İslam Medeniyetine insanlar akın akın koşarken, gerek pozitif bilimler, gerek sosyal bilimlerde İslam Uygarlığı altın çağına girmiş, kilisenin-rahiplerin-mecusilerin-kralların ve feodallerin oluşturduğu kalıplaşmış inançlar/yargılar yerle yeksan olmuştu. Diğer bir yanda Müslümanlar, fen ilimlerine yoğunlaşarak bilim alanında çığır açmaya başlıyordu.

Takvimlerin yaprakları Miladi 8.  Yüzyılı gösterdiğinde ise batıda “Geber/Geberus” diye tanınacak olan  Ebu Musa Cabir Bin Hayyan, pozitif bilimlerdeki çalışmaları ve buluşları ile 8. Yüzyıldan 21. Yüzyıla kapı aralayacaktı.

Başta kimya olmak üzere, eczacılık, astronomi, tıp, felsefe, fizik gibi ilim dallarına katkılarıyla bilim insanları tarafından tanınan Cabir Bin Hayyan ‘ın doğduğu yer hakkında çelişkili bilgiler olsa da Kufe’de, kimyager ve eczacı olan bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldiği kabul edilmektedir. Onlarca buluşa imza atan ve birçok alanda çalışmalar yapan Cabir Bin Hayyan ‘ın en önemli özelliği “Atom” ile ilgili araştırmalarıdır. Çağımızda atom ile ilgili çalışmalarıyla en çok tanınan bilim adamı Albert Einstein olmasına rağmen, aynı çalışmaları ve yenilikleri 8. ve 9. yüzyıl arasında yaşamış olan Cabir Bin Hayyan yapmış ve kaleme almıştır. Bundan ötürüdür ki kendisi bilim tarihçileri arasında “Atomun Kurucusu” ve “Simyanın Babası” olarak kabul edilmektedir.

Cabir Bin Hayyan, bilim alanında uğraş veren insanların çalışmalarını da araştırmış ve bu çalışmalara katkılar sunmuştur.  Atomun parçalanabilirliği  ile ilgili çalışmalar yapan Yunan fizikçilerinin çalışmalarını incelemiş ve ancak asırlar sonra anlaşabilecek şu sözleri  ifade etmiştir: “Maddenin en küçük parçası olan “el-cüz’ü la yetecezza” da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin söylediği gibi bunun parçalanamayacağı söylenemez. Atom parçalanabilir. Parçalanınca da öyle büyük bir güç oluşur ki bir anda Bağdat’ın altını üstüne getirebilir. Bu, Allah u Tealanın kudret nişanıdır.”

Cabir, iç bükey aynalar vasıtasıyla güneş ışınlarını bir yere toplayarak uzak mesafelerden ağaçları tutuşturup bir kaptaki suyu kaynatmayı başarabilecek kadar bilgisini geliştirmiş, dünyada bilinen ilk labaratuvarı da kurarak, bu labaratuvarda yapmış olduğu tüm deneyleri ve kullandığı aletleri nasıl imal ettiğini, kullanış yöntemlerini detaylı bir şekilde kitaplarında kaleme almıştır. Bunların yanı sıra çeşitli alanlardaki çalışmalarını şu şekilde sıralayabiliriz :

  • Nitrik asit, Hidrojen klorür,  Sülfürik asitin rafine ve kristalize yöntemini, sodyum karbonat ve potasyumu buldu.
  • Orijinal tespitler gerçekleştirerek maddelerin atomik yapısı üzerine çalışmalar yürütmüştür.
  • Maddeleri yapılarındaki özelliğe göre üçe ayırdı ;

1. Ateş ve ya sıcaklıkla hemen buharlaşabilenler,

2. Çekiçle dövülebilen parlaklık arz eden ses çıkaran cisimler,

3. Ne çekiçle dövülebilen ne de toz haline dönüştürülebilen cisimler.

  • Arsenik gibi zehirli maddelerin yapılarını inceledi.
  • Bitkilerden elde ettiği boya ile derinin boyanmasını öğretti.
  • Ateşte yanmayan kağıt icat etmiştir.
  • Damıtıcı imbiğini keşfetti.
  • Suyu tekrar tekrar damıtarak saflaşmasını sağladı.
  • Çeşitli metallerin kullanılma, oksitlenme konularını izah etti.
  • Güneş enerjisinden istifade etmenin yollarını bulmuştur.

Cabir Bin Hayyan, İslam Dini ve İslam Peygamberi Hazreti Muhammed (sav) ‘in ilime yönelik teşvik edici sözlerinden etkilenmiş ve bu etkiyi hayatına yayarak ömrünü özellikle fen ilimlerindeki çalışmalara vakfetmiştir. Öyle ki kendisinden sonra gelen ilim adamlarını etkilemiş, kaleme aldığı eserler Müslüman bilginler için ilham kaynağı olmuştur.  Endülüs Emevileri vasıtası ile Avrupa’ya da taşınan eserleri, batılı bilim adamların ilgisini çekmiş ve çalışmalarında vazgeçilmez kaynak kitap olarak raflarındaki yerini almıştır. Yüzlerce eseri özelde İslam medeniyetine, genelde dünyanın bilim insanına armağan eden Cabir’in ölümü ile ilgili kesin bir tarih ve yer bilinmemektedir. Farklı dillerde yayınlanan bazı eserleri ise şunlardır :

Kitab-ül Beyan / Kitab-ül Hacer / Kitab-ün Nur / Kitab-ül İzah / Kitab-ül Istakas-is-Salis / Tefsir-ül İstaka / Kitab-üt Tecrid / Kitab-ül Mülk / Kitab-ur Rahme vs.

Netice itibarı ile bir gerçek vardır ki bugün kimileri tarafından İslam’ın bilime engel teşkil ettiği, ilerlemelere ayak uyduramadığı, modern bir çağda yeri olmadığı dile getirilmekte ve batının dinden uzaklaşması ile bilimde başarılara imza attığı kanaatinin kabul görmesi gerektiği Müslümanlara empoze edilmeye çalışılmaktadır. Oysa tarihi hakkı ile ele alıp irdelediğimizde hem pozitif bilimlerin hem sosyal bilimlerin kaynağını İslam’dan aldığını ve altın çağının temel taşlarına Müslüman Bilim adamlarının çalışmalarıyla katkı sağladığını ve bir çok alanda bu taşların oluşmasına öncülük ettiğini görmekteyiz. Medreselerin pınarından çıkarak, İslam ‘ın çizgisinde, Kur’an-ı Kerim ‘in ışığında dünyayı okuyarak yaptıkları yeniliklerle insanlık tarihinde çığır açan Cabir gibi sayısız Müslüman bilim adamları bugün için her ne kadar tarihin tozlu raflarına terk edilmiş olsalar bile, bu hazinenin paha biçilmez bir değere sahip olduğu kat’idir.

Kaynaklar ;

Müslüman İlim Öncüler Ansiklopedisi

Rehber Ansiklopedisi

http://www.sozvekalem.com/kategori/bilim

Muhteşem Komutanlar







Finans - Borsa
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Köşe Yazıları

Diğer Linklerimiz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam256
Toplam Ziyaret23678891
Kim Kimdir?